URAL NADİR'İN NASIL KORUNABİLİRDİK KİTABININ 5 SORU ÜZERİNDEN ANALİZİ
ELİF ÖZCAN
TOPLUMSAL CİNSİYET SOSYOLOJİSİ – NASIL KORUNABİLİRDİK? –
URAL NADİR
Ural NADİR’in ‘’ Nasıl korunabilirdik’’ adlı kitabının temel
amacı sosyal hizmetin en önemli çalışma alanlarından biri olan aile içi şiddettir. Aile içi şiddet
yaşanılan bir yerde kadınlar ve çocukların durumları üzerinde durulmuştur. Ural
bu kitabında şiddete uğrayan kadınlarla ve çocuklarla araştırma yaparak
yazmıştır. Aile içi şiddetin kadından başlayarak çocuğa psikolojik şiddet veya
bizzat fiziksel şiddet şeklinde olabiliyor. Ben bu kitabı 5 farklı soru sorarak
ayırmaya çalıştım.
1-) Kadınlara göre gördükleri şiddetin nedeni nedir?
Bu bölüm aslında kadınların şiddetle baş etme yöntemleri ve
şiddeti sonlandırmak için girişimlerini etkileyen önemli bir durumdur. Bu
alanda Nadir’in yaptığı çalışmalar 5 ana
tema üzerine kurulmuştur. Bunlar erkeğin ailesinden kaynaklı nedenler, erkeğin
alkol ve madde kullanımı, erkekteki psikolojik sorunlar, kadının kişisel
özelliklerinden kaynaklı nedenler ve toplumsal cinsiyet rolleridir. Erkeğin de
küçükken şiddet ortamında büyümesi ve ailesinden gördüklerini kendi ailesinde
de uygulamaktadır. Yada erkeğin ailesinin eşine karşı oğlunu doldurmasıdır .
Erkeğin öfke kontrolü de yada kıskançlık
sorunu da şiddetin bir diğer nedenleridir. Ekonomik durumunda şiddet üzerinde
etkisi vardır. Kadının ekonomik olarak bağımsız olmaması kocasına bağlı olması
herkes tarafından kocasına karşı gelmemesini susup dayak yemesini öğretmiştir. Bu sebepten dolayı toplum
baskısından dolayı susmayı tercih ediyorlar.
2-)Şiddetin kadınlara ve çocuk- anne ilişkisine etkisi
nedir?
Şiddetin kadınlar üzerinde ne tür etkiler bıraktığı gerek
kendi sağlıkları gerekse de çocukları açısından büyük önem taşımaktadır. Aile
şiddetin kadınlar üzerinde duygusal yaralar bıraktığı ve ruhsal sorunlara yol
açtığı belirtilmiştir. Bu sorunlardan en önemlisi korkudur. Bu korkuyla
birlikte kadınlar olaylar sırasında farklı tepkiler vererek yaşantılarını da
etkiliyor. Kadınların en büyük korkusu tekrar o günlere dönme tekrardan şiddet
ortamında yaşamaya yöneliktir. Şiddet sonrası kadınlarda TSSB dediğimiz travma
sonrası stres bozuklukları oluşmaya başlamıştır. TSSB belirtileri genellikle
içe çekilme karamsarlık ve rahatsız edici anılardan kaçmak için kendine eve
kapatma davranışı oluşturabilir. Bu dönemlerde kendine zarar verme de şiddetin
etkileri arasında gösterilebilir. Aile
içi şiddette çocuk anne ilişkisine bakıldığında kadınların şiddet mağduru olması çocukla arasında daha
fazla bağ kurmasına yardımcı oluyor. Çocuğun babadan uzaklaşıp annenin
sevgisinin altına girmek istemesi çocuklar açısından daha güvenli olarak düşünülür.
Bu süreçte anne ve çocuk bazen arkadaş bile olabiliyorlar. Bazı durumlarda ise
anne şiddetten dolayı annelik becerilerini yitirdiğinden çocuklarıyla
uzaklaşabiliyor.
3-) Kadınların şiddetle başa çıkma mekanizmaları nelerdir?
Aile içi şiddet uygulandığı kadınlar genellikle şiddetin
başlangıcı ile ayrılamadıklarını bu durumu şiddete rağmen devam ettirdiklerini
görünüyor. Kadınlar şiddetle 3 farklı başa çıkma mekanizması geliştirmişlerdir.
Bunlar toplumsal değerler algısı , toplumsal kaynaklar , üçüncüsü de kadının
psikoloji durumudur. Kadınlar boşanmak istediklerinde kadının ailesi kabul
edemeyiz bu evden gelinlikle çıktın kefenle dönersin gibi laflardan sonra
şiddete rağmen evinde kalmak durumundadır. Kadın bir yandan böyle bir aile
yapısının çocuklarına verdiği zararı görmekte ve kabul etmek de diğer türlü
çocuklar babasız kalmasın diye evliliğini sürdürmektedir. Kadınların büyük bir
bölümü aile algılarına ve kültürel kodlara bağlıdır. Onlar için toplumda dul
kalmış muamelesi yapılması bile kötü algılanıyor. Bu yüzden boşanmaya pek
yanaşmadıkları belli ediliyor. Türkiye de cinsiyet eşitsizliği namus algısı
boşanmaya ilişkin olumsuz yaklaşımlar gibi kodlar kadınların şiddet görmeye
devam etmesinde çok önemli bir etkisi vardır.
4-)Çocukların gözünde şiddetin nedenleri ve çocuklardaki
etkisi nedir?
Aile içi şiddette çocuklar genellikle kendilerini
suçlarlar. Ev içi şiddet nedeni ile
kendini suçlayan çocuklarda şiddet sürecinde ve sonrasında diğerlerine oranla
daha fazla davranış sorunları oluşuyor. Çocuklara göre şiddetin iki temel
nedeni vardır. Babanın kişisel özellikleri ve ailesi ile annenin kişisel
özellikleri. Çocuklara göre erkeğin şiddeti ailesinden öğrendiğine vurgu
yapılmıştır. Onlara göre şiddet sorun çözme aracı olarak görülüyor. Bazı çocuklara
göre şiddetin nedeni annenin özgüven eksikliğidir. Şiddet gören kadınların
genellikle genç yaşta evlenmeleri düşük eğitim seviyesine sahip kişilerdir.
Bunların özgüven eksikliğine yol açtığını belirtiyorlar. Şiddetin çocuklar
üzerinde etkisine bakıldığında kız çocuklarında genelde içe yönelme sorunları
yaşanıyor. Oğlan çocuklarında bu tam tersi görülebiliyor. O babasından
gördüklerini okulda arkadaşlarına karşı bazen annelerine karşı
gösterebiliyorlar. Genelde çocuklar bu süre zarfında okulu daha güvenli
düşünüyorlar ve bu hayattan kurtulmanın amacını okuyup büyük insan olmak olarak
düşünüyorlar.
5-) Çocuklar şiddet anında genelde ne yaparlar ?
Şiddet durumlarında büyük yaştaki çocukların tepkileri
genelde anneyle baba arasına girip babayı engellemeye çalışmaktır. Daha küçük
yaşlarda annesinin şiddet gördüğünü gören bir çocuk çaresizlik içindedir. Bu
çaresizlikle birlikte çocuklar genellikle odasına yada kanepelerin arkalarına
saklanırlar. Anneleri çocukları babasız kalmasın diye evliliğini sürdürürken çocuklar
biraz büyüdüklerinde annesinei boşanmaları için ikna etmeye çalışırlar. Bazı
çocuklar şiddet anında korkudan altına yaparlar. Yada kendilerine zarar vermeye
çalışırlar.
Konu içeriği çok başarılı bir şekilde anlatılmış. Kaleminize sağlık Elif Hanım.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim sağolun :)
YanıtlaSil