İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ANALİZİ

 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi ya da bilinen adıyla İstanbul Sözleşmesi, kadına şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel şartları ve devletin bu konudaki sorumluluklarını belirleyen uluslararası bir anlaşmadır. Avrupa birliği  ve 46 ülkenin de desteklediği bu sözleşmeyi  Türkiye 11 Mayıs 2011'de Sözleşmeyi ilk imzalayan ve 24 Kasım 2011'de parlamentosunda onaylayan ilk ülke oldu. Sözleşmenin amacı adından da belli olduğu gibi Kadınları her türlü şiddetten korumak, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetle mücadele etmek, şiddeti önlemek ve kovuşturmak; Kadına yönelik her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılmasına katkıda bulunmak ve kadınları güçlendirerek, gerçek anlamda kadın erkek eşitliğini teşvik etmek;  Şiddet mağdurlarını korumak ve desteklemek,  Şiddetle mücadelede tüm kurum ve kuruluşlar arasında işbirliğini sağlamak amacıyla koordinasyonu sağlamaktır. Sözleşmenin kapsamı aile içi şiddet de dahil olmak üzere, kadınları orantısız bir biçimde etkileyen, kadına karşı her türlü şiddeti kapsıyor. Özellikle toplumsal cinsiyete dayalı şiddet için kadın mağdurlarına özel olarak ilgileneceğini söyler. Madde 4’e göre amaç sadece kadına şiddet aile içi şiddete değinmek değil, toplumsal cinsiyete dayalı durumlarda da şiddete maruz kalmaksızın yaşama hakkını yaygınlaştırmak olduğunu belirtmiştir. Bununla beraber kadınlara karşı ayrımcılık yapan yasalarda yürürlükten kaldırılacaktır. Ve herkes eşit olacaktır. Madde 5’te ise devletin bu olayları araştırması ve bu olayların önünü kesmek için tedbirler alması gerektiğini söylüyor. Madde 10’a göre kadına şiddet olayları da dahil her türlü şiddet için bir koordinasyon kurumu kurulacaktır. Madde 11’e göre Sözleşme kapsamında kalan her türlü şiddet olayının yaygınlığını ve nasıl bir eğilim içinde olduğunu değerlendirmek üzere, düzenli aralıklarla halk anketleri yapmaya gayret edeceklerdir. Madde 12’ye göre toplumsal olarak klişeleşmiş cinsiyet rollerinin en aza indirgenmesi töre gelenek göreneklerine göre yaşanacak olumsuz durumlar tedbirler artırılacaktır. Ayrıca bu gelenek göreneklerde kadını yada erkeği aşağılayan durumlar kökünden kazınacaktır. Madde 13’e göre Sözleşme kapsamındaki her türlü şiddet eyleminin ortaya farklı şekillerde çıkışı ve bu eylemlerin çocuklar üzerindeki etkisi ve bu şiddet eylemlerinin önlenmesi ihtiyacı konusunda halk arasındaki farkındalığın ve anlayışın arttırılması için her düzeyde farkındalık yaratılması için kampanyalar başlatılması gerektiğini söyler. Madde 14’e göre kadın erkek eşitliğine inanıldığından dolayı erkeğin aldığın eğitimi kadının da alması gerektiğini söylüyor. Bu eğitimin yanında şiddeti benimsememek adı altında eğitimler de verilmektedir. Madde 20’e göre şiddet mağdurlarının genel hizmetlerden yararlanacağını söylüyor. Bunlar yasal ve psikolojik danışmanlık hizmetleri, finansal yardım, konut sağlama, eğitim, öğretim ve iş bulma yardımı gibi şeylerdir. Bazı maddeler şunlardır : Bireysel/toplu şikayetlerde sağlanacak yardım, Uzman destek hizmetleri , Barınaklar, Telefon yardım hatları, Cinsel şiddet mağdurlarına destek,  Çocuk tanıkların korunması ve bunlara destek sağlanması, Profesyonel kadroların bildirimleri gibidir. 29. Maddeye göre şikayet eden kişinin güvenliğinden emin olacaktır. Bununla ilgili önlemler alınmalıdır. 30. Maddeye göre ise şiddet mağduru kimsenin ciddi bedensel yaralanma veya sağlık bozukluğuna yol açtıysa  yeterli Devlet tazminatı sağlanacaktır. Bununla beraber çocukların velayet hakkını ve ziyaret hakkını güvenli değilse kullanamayacaktır. Madde 32 ye göre zorla evlendirilen insanların evliliklerinin hükümsüz ve geçersiz olduğunu savunmuştur. Bazı maddelere göre ; Psikolojik şiddet , Taciz amaçlı takip, Fiziksel şiddet, Irza geçme de dahil olmak üzere cinsel şiddet eylemleri, Zorla yapılan evlilikler, Kadın sünneti, Kürtaja ve kısırlaştırmaya zorlama, Cinsel taciz, Yardımcı olmak ve yataklık yapmak ve yeltenmek , Sözde “namus” adına işlenen suçlar da dahil olmak üzere, işlenen suçlar için gerekçelerin kabul edilmemesi  gibi olayların giderek artmasına karşın bunlara devletinde içinde bulunduğu yasalar ve tedbirler ile engel olmaya çalışılacağını söyler. 46. Maddeye göre olay çocuğun karşısında yada çocuğa yapılıyor ise bir kişiye birden fazla insan tarafından şiddet var ise cezayı ağırlaştıran etkenlerdendir. Bununla birlikte suçlunun daha önce de böyle bir olayı var ise yine ağır ceza alacaktır.55 .Maddeye göre Bu suçların, Mağdur tarafından bildirilmesi veya Şikayette bulunulmasına bağlı olmamasını, Mağdur şikayetini veya ifadesini geri alsa bile kovuşturmanın devam etmesini sağlama yükümlülüğü vardır. Sözleşmenin genel prensipleri bu Sözleşmenin kapsamına giren her türlü şiddet eyleminin önlenmesi, bunlarla mücadele edilmesi ve bunların kovuşturulması;  mağdurların korunması ve mağdurlara destek sağlanması;   bu Sözleşmeye göre suç olarak kabul edilen eylemler hakkında soruşturmaların ve yasal sürecin yürütülmesi;  Koruma emirleri dahil olmak üzere, Tarafların yargı makamlarınca bu konuya ilişkin verdikleri hukuki ve cezai kararlarının uygulanması gerektiklerini savunur. 66. Maddeye göre Kadınlara yönelik şiddetle ve aile içi şiddetle mücadele konusunda uzmanlar Grubu (GREVIO) bu Sözleşmenin Taraflarca uygulanmasını izleyecektir. Genel olarak İstanbul sözleşmesi kadınında toplumda bir yeri olduğunu kadın erkek eşitliğini, Şiddeti en aza indirgemek için yapılan bir sözleşmedir.


ELİF ÖZCAN 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MUTLU SON VAR MIDIR? YOK MUDUR?

URAL NADİR'İN NASIL KORUNABİLİRDİK KİTABININ 5 SORU ÜZERİNDEN ANALİZİ

MUTLULUĞUN YOLU